Asena Motel-A beauty in Dalyan, as beautiful as Dalyan...

Asena Motel-A beauty in Dalyan, as beautiful as Dalyan...
Dalyan'da bir güzel, Dalyan kadar güzel...

25 Şubat 2012 Cumartesi

KRAL MEZARLARI EFSANELERİ FISILDIYOR

www.asenamotel.com
Köyceğiz Akdeniz'e doğru akarken, küçük dolmuş tekne Byblis'in gözyaşlarında ilerliyor. Dalyan'ın labirenti andıran zümrüt sularında süzülüyoruz. Uyanmış güneşin sıcaklığı, yüzümüze çarpan meltemle hafifliyor. Antik kral mezarlarının gözleri, şimdilerde kanalın karşısındaki renkli pansiyonları gözetliyor. Göl'ün Akdeniz'e tutulduğu Dalyan'da, antik şehirle ilgili günümüze kadar ulaşan efsaneleri fısıldıyor kral mezarları...




"Apollo'nun oğlu Karya Kralı Miletos'un ikizleri olur. Erkeğe Kaunos, kıza Byblis adı verilir. İkizler birbirlerine aşık olur. İkizlerin aralarındaki gizli aşk, bebekleri doğunca ortaya çıkar. Bu duruma kral çok kızar ve oğlunu ülkesinden kovar. Kaunos kendisini sevenlerle birlikte gider ve şimdiki Dalyan'ın karşısında kendi adını taşıyan kenti kurar. Byblis ise ayrılığa dayamayarak,
göz pınarları kuruyuncaya kadar gözyaşı döker ve sonunda bir kayadan atlayarak canına kıyar."
Heradot'un anlattığı efsaneye göre, labirent gibi olan Dalyan kanalları Byblis'in göz yaşlarından oluştu. 

Asena Motel Dalyan


Romalı tarihçi ve şair Ovidius ise efsaneyi biraz daha farklı anlatıyor: "Byblis Kaunos'a aşık olur. Byblis Kaunos'a bir mektup yazarak duygularını dile getirir. Kaunos ise Byblis'in duygularını öfke ve tiksinti ile karşılar. İkizini bir daha görmek istemeyen Kaunos, kendisini sevenlerle bilikte babasının ülkesini terk eder. Kaunos'a gelerek kendi adıyla anılan kenti kurar. Byblis ise karşılıksız kalan sevgisi yüzünden hayatına son vermek isteyerek, yüksek bir kayanın üzerinden kendisini atar. Ama Nympheler(su perileri) Byblis'e acır ve onu bir pınara dönüştürür. Byblis'in gözyaşları da nehir olur"




 "Byblis'ten (ve böylece Byblis bir çeşmeye dönüşür...)

Uzun, siyah çam dizilerinin arkasından kan rengi bir ay yükseliyor.
Zorlukla seçebiliyor Byblis.
Uzun gözlerini kaplayan ıslak bir zarmış gibi geliyor ona.
Ormanda sonsuz bir sessizlik uyuyor.
Kocaman bir yaş damlası var sol gözünün kenarında.
Byblis hiç ağlamadı.
Öyle inanıyor ki o ölmek üzere, ve iç çekiyor, gizemli, kutsal bir huzur hissi eşlik ediyor gibi ona.
Gözyaşı genişliyor, titriyor, büyüyor ve birdenbire düşüyor yanaklarından.
Hareket etmiyor Byblis.
Donup kalıyor gözleri, aydan önce.
Ve kabaran bir gözyaşı damlası daha beliriyor sol gözünün kenarında.
Tıpkı bir önceki gibi bu da büyüyor gitgide, kirpiklerinin üzerinden kayıyor ve düşüyor.
İki yeni gözyaşı doğuyor, iki yanan damla, yanaklarında ıslak iki çizgi bırakarak ağzının kenarına kadar ulaşıyorlar.
Acı-tatlı, zayıf bir tad bezdiriyor iyice bu ufaklığı.
Bir daha asla Cauno'nun eline dokunamayacak elleriyle.
Asla göremeyecek parıldayan gölgeli bakışlarını, sevgilisinin yüzünü, saçlarını.
Bir daha asla sıkıca sarılıp birbirlerine aynı yatakta uyuyamayacaklar.
Ormanlar unuttu onun adını.
İçinde patlak veren ümitsizlik yüzünü ellerinin arasına düşürüyor; ama durmuyor gözyaşları ve yanan yanaklarını yıkıyor. bunun mucizevi bir bahar olduğunu, tüm acılarını alıp götürmek için geldiğini düşünüyor Byblis, sel sularının ölü yaprakları taşıdığı gibi.
Usul usul doğuyor gözyaşları içinde onun. gözlerine tırmanıyorlar, akıyorlar, taşıyorlar, yanaklarından ılık bir çarşaf gibi kayarak.
Küçük göğüslerini basıyor yaşlar ve titrek bacaklarından düşüyorlar.
Artık hissetmiyor onları daha fazla, birer birer, uzun gözkapaklarının arasında tükenmeyen sihirli bir suya, hiç durmayan tatlı bir akıntıya dönüşüyor yaşlar.
Tam bu sırada, ay ışığının uyandırdığı ebedi orman yaratıkları çıkıyor her yandan.
Ağaçların kabukları saydamlaşıyor ve nymphe'lerin silüetleri görünüyor, ormanın dört bir yanından, yaşadıkları sulardan, dağlardan,taşlardan titrek naiadlar ortaya çıkıyor.
Byblis'in etrafına toplanıyorlar, dehşet içinde sesleniyorlar ona, gözyaşlarının toprağın içinde yılankavi çizgilerle usul usul yol aldığı, gözlerinden sellerin taştığı bu çocuğa.
Ne sesler, ne adımlar, ne de gece rüzgarı, byblis başka hiçbir şeyi duymuyor yavaş yavaş sonsuzluğa dönüştüğü bu hissin dışında.
Gözyaşlarının oluşturduğu bu selin altında, derisi pürüzsüz bir mermer beyazı haline geliyor suların yıkadığı.
Rüzgar dalgalandıramayacak saçlarını bundan sonra.
Tamamen taşlaştı artık o.
Gölgeli bir ışık görüyor bir an için hala yanından ayrılmayan.
Birdenbire o da yok oluyor titreşerek; ama taze göz yaşları akıyor gözlerinden hala.
Ve böylece Byblis bir çeşmeye dönüşüyor.
                                                                                              
                                  "

Pierre Louis

www.asenamotel.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder