

KAPTAN JUNE
“Bir avuç kaplumbağa için turizmden ödün veremeyiz...”
Eğer 1986’da Turizm Bakanı olan Mesut Yılmaz’ın bu kararı zorlu bir kampanyayla engellenmeseydi, bugün Dalyan’da yumurtalarını hâlâ törensel bir güzellikle bırakan caretta carettalar belki de olmayacaktı...
Kaptan June’nun Türkiye macerası 1975 yılına dayanıyor. Teknesiyle geldiği Dalyan’da İztuzu’na âşık oluyor. Yıllar sonra 60’lı yaşlarındayken o aşk yeniden depreşiyor ve yerleşmek için tekrar dönüyor İztuzu’na. Soyadını aldığı eşi sayesinde yaşadığı jet sosyete hayatını, Louis Vuitton bavuluyla geldiği İztuzu’na yerleşerek terk ediyor. Yeni yaşamına sahildeki ilkel barakalardan birinde başlıyor. O yıllarda tanıştığı Abidin Kurt’tan bölgede kaplumbağaların yaşadığını tesadüfen öğreniyor. Ve Haimoff’un hayatı bu bilgiyle değişiyor. Türkiye’nin farkında olmadığı caretta carettaları gizli gizli izleyerek tanıyan June’un ‘zorlu yılları’ böyle başlıyor. June’un verdiği çevre mücadelesi, aslında hâlâ süren “Çevre mi, ekonomik gelişme mi?” tartışmasının da bir tarihi adeta...
![]() |
KAPTAN JUNE |
Barakasında yaşarken, İztuzu’na Kavala Grubu tarafından İngiliz-Arap ortaklığıyla 1800 yataklı bir otel projesinin yapılacağını öğreniyor. Bu, bölgenin katli anlamına geliyor. Çünkü yaptığı araştırmalardan öğreniyor ki; İtalya ve Yunanistan’da kaplumbağaların yumurtlama alanları turizme kurban edilmiş. Son bölgelerden biri ise İztuzu. Bölgenin kurtarılması için harekete geçiyor. Greenpeace, Doğal Hayatı Koruma Derneği gibi kurumlara yazılar yazıyor. Hem yöre halkının bir kısmını, hem Mesut Yılmaz gibi turizmde sınır tanımayan gelişme yanlılarını karşısına alan kampanyasına uzun süre sonra yanıt alabiliyor. “Bugün İztuzu’nda 1800 yataklı otel inşaatı başladı, imdat imdat imdat...” diye yazdığı telgrafa WWF Başkanı Prens Philip’ten ve Avrupa Konseyi’nden ses geliyor. Mesut Yılmaz’ın “İztuzu’nda kaplumbağa yok. Ben bizzat oradaydım, görmedim” sözlerine rağmen Başbakan Turgut Özal’ı da etkilemeyi başarıyor!

Hem yurtdışı hem de Türkiye’de yayımlanan ‘Kaptan June ve Kaplumbağalar’ kitabından sonra yeni bitirdiği kitabının son düzeltmelerini yapıyor. Kaptan June bugün Türk vatandaşı. Bir yabancı ve yalnız bir kadın olarak; kimi zaman casus olarak suçlanmasına, kimi zaman hakaretlerle karşılaşmasına, doğa savaşıyla geçen yıllarına rağmen Dalyan’a hayran. Hâlâ güçlü ve inançlı bir doğa koruyucusu. Dalyan’da 20’ye yakın kedi ve köpeğiyle yaşadığı evinde okuyor, yazıyor, tüm gelişmeleri izliyor. Bayan June, İnci Akü gibi Dalyan ve kaplumbağalar için koruma projeleri geliştiren kurumların da en büyük destekçisi. Onun bu özverili çalışmaları binlerce kilometre öteden görüldü ve geçen mayıs ayında Prens Charles’ın elinden ‘Kraliyet Nişanı’ almanın onurunu yaşadı. ‘Diğer vatanı’ Türkiye’de ise Cumhurbaşkanlığı’ndan, TBMM Başkanlığı’na ve bakanlıklara kadar pek çok kurum bu topluma değer katanları ödüllendiriyor. Kişisel kanaatim Kaptan June Türkiye’ye değer katan insanların başında geliyor ve o da bu topraklardan böyle bir ödülü hak ediyor.
Radikal Gazetesi 19/07/2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder