Asena Motel-A beauty in Dalyan, as beautiful as Dalyan...

Asena Motel-A beauty in Dalyan, as beautiful as Dalyan...
Dalyan'da bir güzel, Dalyan kadar güzel...

29 Şubat 2012 Çarşamba

Dalyan'da binlerce yıllık TUZAK


Tuzlu suyun kokusunu alınca denizin çağrısına balıklar dayanamaz. Dalyan ustaları bilir onların ne zaman nereden geçeceklerini.

Muğla'nın Dalyan Deltası'nda antik dönemden beri değişmeden sürüyor balıkla insan arasındaki serüven. Bu hafta, Atlas Dergisi'nden Cüneyt Oğuztüzün eşliğinde Dalyan turuna çıkacağız.

Günlerdir kamışların arasından keskin ıslıklarla esen fırtına, başladığı gibi aniden kesildi. Ortalık artık sütlimandı. "Kuzuluklar" balıkla dolmuş olmalıydı. Hava henüz aydınlanmadan balıkçılar tekneleriyle yola çıktı. Sazlıkların ördüğü labirentin içinde yola koyuldular. Hava buz gibiydi. Güneyin, iklimden yana talihli insanları bu durumdan şikáyetçiydi. "Bir yerlerde kar yağıyor, soğuğu bizi vuruyor" diyorlardı, biraz da farklılıklarının tadını çıkararak.
http://preview.hurriyet.com.tr/preview/image.aspx?picid=2823270
Köyceğiz Gölü'nün sularını denize taşıyan Dalyan Kanalı'nın delta bölümünde, bu geniş alanın doğusunda Sülüngür Gölü yer alıyordu. Balıkçılar burada dalyanlarda "balık süzecek"ti. Akıntının, yönünü gölden denize çevirdiği şafak vakti bu iş için en uygun zamandı.

Dalyancılık, denizle bağlantısı bulunan tatlı su göllerinde yapılan geleneksel bir balıkçılık türüydü. Bu iki ayrı ortam arasında düzenli mevsimlik hareketler yapan balık türleri, kurulan tuzaklarla yakalanıyordu. Dalyanlar, tatlı su ile tuzlu su arasındaki kanalın en dar yerinde, kazıklar üzerinde inşa edilen ahşap yapılardı. Balık giriş çıkışını kontrol etmeye yarayan açılır-kapanır düzenekler ve tuzağa düşen balıkların hapsolduğu kuzuluklardan oluşuyordu. Tabii bir de dalyan bekçisinin ikamet ettiği derme çatma kulübe vardı.

Sülüngür'ün dalyan bekçilerinden Durali Eşkol, eski bir çiftçiydi aslında. Sonradan balıkçılığa geçen Eşkol, beş yıldır gölün ortasında, sazlıkların arasındaki bu tecrit edilmiş, karayla bağlantısı bulunmayan dalyanda tek başına "doğayla baş başa" yaşıyordu. İlk başlarda biraz sıkıldığını itiraf eden Eşkol, zamanla bu durumu o kadar benimsemiş ki, artık eve bile pek gitmek istemediğini söylüyordu. Buradaki "sakin hayattan", "bol oksijenden" ve çevresindeki yabanıl doğadan efsunlanmıştı.

Eşkol, antik Kaunos'un yerinde kurulu Çandır Köyü'ndendi. "Dünyada böyle yer zor bulunur. Burası bir doğa harikası" diyordu artık "yeni evi" için. Dış dünyayla bağlantısını televizyon ve radyo aracılığıyla kuran Eşkol'a göre, televizyonda artık izlenecek program kalmamıştı. "Bu yüzden radyoyu tercih ediyorum. Hiç olmazsa görüntü yok" diye radyo dostluğuna bir açıklama getirmeye çalışıyordu.

KUZULUKLAR DOLUNCA

Tuzlu suyun kokusunu alan balıklar, denize doğru hareketleniyordu. Dalyanlarda tuzağa düşmelerine neden olan da buydu. Yumurta ve sperm bırakmak için önüne geçilmez bir içgüdüyle denize ilerliyorlar, tuzağa girdiklerini fark ettiklerinde ise artık çok geç oluyordu. Kuzuluklar yeteri kadar balıkla dolup "süzülmeye" hazır hale geldiğinde, dalyan bekçileri merkeze haber veriyordu. Ve başlarındaki çavuşla birlikte üç kişilik ekip şafak sökmeden yola çıkıyordu.

Muğla'nın Ortaca ilçesine bağlı bir belde olan Dalyan, adından da anlaşıldığı gibi eskilerden beri önemli bir balıkçılık merkeziydi. Balıklar kuzuluktan üç kişinin kullandığı dev kepçeyle toplanıyor, yani "süzülüyor"; sonra da kayıklara alınıyordu. Kayığın yanaşamadığı bölümlerdeki kuzuluklardan süzülen balıklar, uzun saplı kepçelerle kayığa kadar sırtta taşınıyordu. Kuzuluklar birbirine dar, ince kalaslarla bağlıydı. Dolu kepçeyi bir omzuna yükleyen balıkçı, işte bu kalasların üzerinde yürümek durumundaydı. Bu işi suya düşmeden başarmak cambaz mahareti gerektiriyordu. "Neden bu yollar daha emniyetli ve geniş yapılmıyor" diye sorunca, "Geniş olursa rahat edersin, dikkatin dağılır suya düşersin" diyordu biri.

Dalyan Su Ürünleri Kooperatifi (DALKO) Başkanı Muhammet Aktaş, yöredeki dalyan balıkçılığı için şunları söylüyordu: "Balıkların (kefal, levrek, çipura) üreme alanı İztuzu Kumsalı'nın deniz tarafı. Denizde dünyaya gelen yavrular bir süre sonra bol besin bulabilecekleri göle giriş yapar. Burada olgunlaşan balıklar üremek için tekrar denize gider." Bu döngünün sürüp gitmesi için, belirli bir oranda balığın denize çıkmasına izin veriliyordu. Ortalama beş balıktan biri üreme şansını elde edebiliyordu. Bu hareket kış ve yaz aylarında olmak üzere yılda iki kere tekrarlanıyordu. Yazın 50, kışın ise 150 ton kadar balık avlanabiliyor; bunun yüzde 90'ını da kefaller oluşturuyordu. Bu arada kefalden havyar da elde ediliyordu.

BİNLERCE YILLIK TEKNİK

DALKO'nun ürettiği havyarlar, 2000 yılında İtalya'da ünlü organik tarım ürünleri kuruluşu Slowfood tarafından düzenlenen uluslararası yarışmada, 400 üretici arasından finale kalarak ödül almıştı.

Kaunos'ta yıllardan beri süren kazıları yöneten Prof. Dr. Cengiz Işık, yakın zamanda gün ışığına çıkarılan yazıt parçalarında konuyla ilgili bilgiler bulunduğunu belirtiyordu. Işık, Kaunoslular zamanında göldeki balık avcılığının kurallar dahilinde, örgütlü bir şekilde yapıldığının açıklığa kavuştuğunu söylüyordu. Gölün bereketinin ve uygulanan av tekniğinin binlerce yıllık bir geçmişe sahip olduğunu, hemen hemen hiç değişmeden bugüne geldiğini düşünmek gerçekten heyecan vericiydi.

Artık kayığımız kuzuluklardan süzülen irili ufaklı çipura, levrek ve kefallerle dolmuş, dönüş yoluna koyulmuştuk. Kanallarda karabataklar sürüler halinde avlanıyordu. Çavuş bu kuşlardan çok şikáyetçiydi: "Küçük bir dalyan kadar balığı mideye indirirler bir sezonda." Son yıllarda sayıları artan iştahlı karabataklar balıkçılar için yeni bir tehdit oluşturuyordu. Anlaşılan gölün bereketi, yeni kuş türlerini buraya çekmeyi sürdürüyordu.

  Mehmet YAŞİN - Hürriyet Gazetesi

28 Şubat 2012 Salı

Deniz Kaplumbağaları

Doğa harikası Dalyan'da caretta Carettaların dışında Nil kaplumbağları da görülüyor. Kanal kenarındaki pansiyonlarda kahvaltı ederken Nil kaplumbağaları besleyebilirsiniz. 

Dünyamızın doğal dengesi açısından büyük önem taşıyan deniz kaplumbağaları ile ilgili bazı bilgileri burada sizin için derledik...

Deniz Kaplumbağaları

Dünyada varlığı kabul edilen yedi deniz kaplumbağası türünden (Dermochelys coriacea, Lepidochelys kempii, Lepidochelys olivacea, Chelonia mydas, Caretta caretta, Eretmochelys imbricata, Natator depressus) altısı (Natator depressus hariç), IUCN/SSC Deniz Kaplumbağaları Uzman Grubu tarafından nesli tehdit altında olan türler olarak sınıflandırılmıştır.
Chelonia Mydas
Dermochelys Coriacea

Caretta Caretta


Natator Depressus

Lepidochelys Olivacea

Lepidochelys Kempi

Eretmochelys Imbricata



Bu türleri dünya genelinde tehdit eden başlıca etkenler şunlardır:
  • Doğrudan besin maddesi olarak tüketilmeleri. 
  • Yumurtalarının bazı ülkelerde toplanıp marketlerde satılarak besin maddesi olarak kullanılması. 
  • Bazı türlerin kabuğunun süs eşyası yapımında kullanılması ve yağından parfüm sanayisinde faydalanılması. 
  • Derisinin ayakkabı ve çanta yapımında kullanılması. 
  • Üreme, beslenme ve kışlama alanlarının tahrip edilmesi. 
  • Balık ağlarına rastlantısal olarak takılıp boğulmaları. 
  • Denizel ve karasal ortamdaki kirlenme. 
  • Doğal predasyon.
Akdenizʼde geçmişten günümüze kadar yapılan çalışmaların sonuçlarına göre, iri başlı deniz kaplumbağası (Caretta caretta) türünün en önemli yuvalama alanları Yunanistan ve Türkiyeʼ dedir (Baran ve Kasparek, 1989; Margaritoulis, 2000). Bunu, daha az sayıda potansiyele sahip olan Kıbrıs (Broderick ve Godley, 1996), Mısır (Kasparek, 1993; Clarke ve ark., 2000), Libya (Laurent ve ark., 1995), Tunus (Laurent ve ark., 1990), İsrail (Kuller, 1999) ve Suriye (Kasparek, 1995) takip eder.

Dişiler, eşeysel olgunluğa eriştiklerinde yumurtadan çıktıkları kumsala kendi yumurtalarını bırakır. Yaşamlarının ilk dönem- lerinde etçil, ergin dönemlerinde otçuldur. Deniz bitkilerini ve deniz çayırlarını yiyerek beslenirler. Eşeysel birleşme genel- likle yuvalama kumsallarına çok yakın alanlarda gerçekleşir. Kıyının 100-150m yakınında çiftleşen bireyler gözlenebilir. Aynı sezonda, iki hafta arayla 2-5 yuva yapabilen (Marquez, 1990) yeşil deniz kaplumbağasının yuvaları derindir. Yuva alanı kamuflaj bölgesiyle birlikte 5-6 mʼyi bulur. Yavrular 48- 70 günlük kuluçka dönemi sonunda yumurtadan çıkar. Ku- luçka süresi başta sıcaklık olmak üzere yuvanın içindeki ve dışındaki koşullara göre değişiklik gösterebilir. Bir dişi, tek seferde ortalama 107-113 yumurta bırakabilir.


Yeşil deniz kaplumbağası (Chelonia mydas) için Akdenizʼdeki yuvalama bölgeleri Türkiye, Lübnan, İsrail, Mısır ve Kıbrısʼtır. Farklı bilimsel çalışmalar sonucunda, tüm Akdenizʼde C. mydas yuvalarının 115-580 (Kasparek ve ark., 2001) ya da 339-360 (Broderick ve ark., 2002) birey tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir. 


Akdenizʼdeki C. mydas popülasyonunun    subtropikal sularda geniş dağılım gösterir. C. carettaʼda yuva
%50ʼsinden fazlası Türkiyeʼdedir. Başka bir deyişle, C. mydas türünün Akdenizʼdeki en önemli üreme alanı Türkiyeʼdir.
İri başlı deniz kaplumbağası (Caretta caretta), tropikal ve
Son çalışmaların sonuçlarına göre ülkemiz sularında görülen deniz kaplumbağaları; Caretta caretta, Chelonia mydas ve Dermochelys coricea türü deniz kaplumbağalarıdır (Baran ve Kasparek 1989; Atatür, 1992; Taşkavak ve Türkozan, 2003; Türkozan ve ark., 2003). 


Bunlardan yalnızca Caretta caretta ve Chelonia mydas türlerinin kıyılarımıza çıkıp yumurta bıraktığı, 1970ʼli yılların başından beri bilinmektedir. Ülkemiz sularında Dermochelis coriacea türüne ait kayıtlar vardır. (Baran ve Kasparek 1989; Baran ve ark. 1998; Taşkavak ve ark. 1998; Oruç ve ark. 1997)
yapma açısından kumsala bağımlılık görülmektedir (Mar- quez, 1990). 


İri başlı deniz kaplumbağasının boyu 96-114 cmʼye, ağırlığı 113-182 kgʼa ulaşabilir. Büyük kafası ile kolayca tanınabilir. Diğer deniz kaplumbağaları gibi, bu tür de, kara kaplumbağalarının tersine başını kabuğunun içine çekemez. Kabuğu bir zırh gibi olmakla beraber, başı ve yüzgeçleri korumasızdır. Bazı köpek balıkları ve katil balinalar açıkta kalan bu kısımlara saldırabilir. 

Besinlerinin hemen hemen tamamı hayvansaldır.
Genellikle yuva yapma sezonundan birkaç hafta önce olan çiftleşme, yuvalama kumsallarının yakınında gerçekleşir.
Türkiye, deniz kaplumbağaları ve yaşam alanlarının ko- runmasına yönelik uluslararası anlaşmalara taraf olmuş ve Türkiyeʼde ulusal mevzuatlar geliştirilmiştir.


Deniz kaplumbağaları, uluslararası ve ulusal ölçekte koruma altına alınan türler arasındadır.
Ancak bu türün ülkemiz kumsallarına çıkıp yumurta bıraktığına dair henüz hiçbir kayıt bulunmamaktadır.
Etinin ve yağının bir kısmının yeşil olması nedeniyle yeşil deniz kaplumbağası olarak adlandırılan Chelonia mydasʼın dağılımı, tropik ve subtropik sulardadır.
NİL KAPLUMBAĞALARI 

Nil kaplumbağalarının kabuğunun üzeri yumuşak deriyle kaplıdır. Üst tarafı yeşilimsi kahverengidir üzerinde küçük yuvarlak sarı lekeler bulunur. Karnı kirli beyaz ya da grimsi renktedir. Başının ucunda yumuşak kısa bir hortumu vardır. Havayı sudan çıkmadan bu hortumuyla alır. Parmak aralarında zar bulunur ve yalnızca 3 parmağında tırnak olur. Boyu 1 metreyi geçebilir.


Balık, sucul böcekler, yengeç, solucan kurbağalar, yiyebileceği boyuttaki yavru su yılanları ve yiyebileceği boyuttaki tüm sucul hayvanlardır.Genellikle nisan sonu mayıs haziran aylarında gerçekleşir tek üretimde anne kaplumbağalar en az 20 en fazla 60 yumurtayı gömmek için kıyılarda açtıkları çukurlarda bırakırlar.

Zeminde yüzen bu kaplumbağa, hava almak için su yüzeyine yaklaşarak hortumsu yapıdaki burnunu dışarı çıkartıp nefes alır. Ayrıca vücut üzerinde, ağız tabanında ve kulak bölgesinde bol bulunan kılcal damarları sayesinde su altında uzun süre kalabilme yeteneğine sahiptir. Yuvasını sakin su kenarlarına ve deniz kıyısın- daki kumsallara yapar. Yumurtalarını su kesiminden uzaklığı 1-15m, su ya da deniz kıyısından yüksekliği 1- 1,5m olan 15-20cm çapında 20-25cm derinliğinde yuvalara bırakır. 





27 Şubat 2012 Pazartesi

İztuzu'nun Kahramanları

Antik çağlarda İztuzu diye bir kumsal bulunmuyor. MS 4. yüzyılda depremle Dalaman çayının yatağının değişmesi, bu doğa harikasının oluşmasını tetikliyor. Uçsuz bucaksız kumsalın beton yığını olmaktan kurtulması da mucize. Bu mucizenin başkahramanları caretta carettalar, Kaptan June ve Dalyanlılar. Soyları tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan Caretta Caretta'lar en sevdikleri yer ise altın sarısı incecik kumların bulunduğu İztuzu Kumsalı.


Caretta Carettaların son üreme alanlarında biri olan Dalyan'a gelen kaplumbağa sayısı her geçen yıl artıyor. Bunun nedeni kaplumbağaların yumurtalarını sadece dünyaya geldikleri kumsala bırakmaları. 

KAPTAN JUNE

“Bir avuç kaplumbağa için turizmden ödün veremeyiz...”

Eğer 1986’da Turizm Bakanı olan Mesut Yılmaz’ın bu kararı zorlu bir kampanyayla engellenmeseydi, bugün Dalyan’da yumurtalarını hâlâ törensel bir güzellikle bırakan caretta carettalar belki de olmayacaktı...

 





Kaptan June’nun Türkiye macerası 1975 yılına dayanıyor. Teknesiyle geldiği Dalyan’da İztuzu’na âşık oluyor. Yıllar sonra 60’lı yaşlarındayken o aşk yeniden depreşiyor ve yerleşmek için tekrar dönüyor İztuzu’na. Soyadını aldığı eşi sayesinde yaşadığı jet sosyete hayatını, Louis Vuitton bavuluyla geldiği İztuzu’na yerleşerek terk ediyor. Yeni yaşamına sahildeki ilkel barakalardan birinde başlıyor. O yıllarda tanıştığı Abidin Kurt’tan bölgede kaplumbağaların yaşadığını tesadüfen öğreniyor. Ve Haimoff’un hayatı bu bilgiyle değişiyor. Türkiye’nin farkında olmadığı caretta carettaları gizli gizli izleyerek tanıyan June’un ‘zorlu yılları’ böyle başlıyor. June’un verdiği çevre mücadelesi, aslında hâlâ süren “Çevre mi, ekonomik gelişme mi?” tartışmasının da bir tarihi adeta... 



KAPTAN JUNE


İztuzu’nu kurtaran telgraf
Barakasında yaşarken, İztuzu’na Kavala Grubu tarafından İngiliz-Arap ortaklığıyla 1800 yataklı bir otel projesinin yapılacağını öğreniyor. Bu, bölgenin katli anlamına geliyor. Çünkü yaptığı araştırmalardan öğreniyor ki; İtalya ve Yunanistan’da kaplumbağaların yumurtlama alanları turizme kurban edilmiş. Son bölgelerden biri ise İztuzu. Bölgenin kurtarılması için harekete geçiyor. Greenpeace, Doğal Hayatı Koruma Derneği gibi kurumlara yazılar yazıyor. Hem yöre halkının bir kısmını, hem Mesut Yılmaz gibi turizmde sınır tanımayan gelişme yanlılarını karşısına alan kampanyasına uzun süre sonra yanıt alabiliyor. “Bugün İztuzu’nda 1800 yataklı otel inşaatı başladı, imdat imdat imdat...” diye yazdığı telgrafa WWF Başkanı Prens Philip’ten ve Avrupa Konseyi’nden ses geliyor. Mesut Yılmaz’ın “İztuzu’nda kaplumbağa yok. Ben bizzat oradaydım, görmedim” sözlerine rağmen Başbakan Turgut Özal’ı da etkilemeyi başarıyor! 


26 Şubat 2012 Pazar

Şekil Değiştiren Kumlar




Asena Motel
Labirenti andıran kanallardan tekneyle büyüleyici bir yolculuk yaparak, dünyada eşi benzeri olmayan İztuzu Kumsalı'na ulaşılıyor. İztuzu plajının bir tarafı tuzlu Akdeniz, diğer tarafı da tatlı su. Med-cezirle bazen deniz suyu deltaya, bazen de tatlı su Akdeniz'e akıyor. Suyun akış hızıyla ve yönüyle kumlar sürekli şekil değiştiriyor. Dilerseniz bir tarafta İztuzu'nun incecik altın kumlarında güneşe ve denize doyarken diğer tarafta 'tatlı tatlı' yüzebilirsiniz.

Mavi yengeç denediniz mi?..

 Mavi yengeç Avrupa'da çok lüks ve pahalı bir yiyecek olmasına karşın Dalyan'da çok uygun fiyatlara yemeniz mümkün.Dalyan'daki restaurantlarda bu muhteşem tatla tanışabilirsiniz. Tanesinin fiyatı 4-10 lira arasında değişiyor. Öte yandan arzu ederseniz mavi yengeç turlarına katılıp kendi yengecinizi kendiniz yakalayabilirsiniz. Teknedeki mangalda pişirip yiyeyebilirsiniz. Ana vatanı Amerika olan mavi yengeçler yük gemileriyle Türkiye sahillerine geliyor ve burayı çok seviyorlar. Anlatılan hikayelere göre, Yunan uyruklu yük gemileri, ABD kıyılarına yük götürürler. Dönerken de gemi sallanmasın diye gemideki büyük tankerlere buradaki okyanus sularını doldururlarmış. Kendi kıyılarına geldiklerinde de bu suyu boşaltıyorlar. Böylece mavi yengeç yumurtalarının Türkiye kıyılarına ulaştığı belirtiliyor. 

 
 www.asenamotel.com

25 Şubat 2012 Cumartesi

KRAL MEZARLARI EFSANELERİ FISILDIYOR

www.asenamotel.com
Köyceğiz Akdeniz'e doğru akarken, küçük dolmuş tekne Byblis'in gözyaşlarında ilerliyor. Dalyan'ın labirenti andıran zümrüt sularında süzülüyoruz. Uyanmış güneşin sıcaklığı, yüzümüze çarpan meltemle hafifliyor. Antik kral mezarlarının gözleri, şimdilerde kanalın karşısındaki renkli pansiyonları gözetliyor. Göl'ün Akdeniz'e tutulduğu Dalyan'da, antik şehirle ilgili günümüze kadar ulaşan efsaneleri fısıldıyor kral mezarları...


11 Şubat 2012 Cumartesi

Holidays in Dalyan

If you ever been to Dalyan, than you are probably already in love with this beautiful town. For the ones that has never been to Dalyan I will give some information first:

Dalyan is a town in Muğla Province located between the well-known districts of Marmaris and Fethiye on the south-west coast of Turkey. The town is an independent municipality, within the administrative district of Ortaca.




Dalyan achieved international fame in 1987 when developers wanted to build a luxury hotel on the nearby İztuzu Beach, a breeding ground for the endangered loggerhead sea turtle species. The incident created major international storm when David Bellamy championed the cause of conservationists such as June Haimoff, Peter Günther, Nergis Yazgan, Lily Venizelos and Keith Corbett. The development project was temporarily stopped after Prince Philip called for a moratorium and in 1988 the beach and its hinterland were declared a protected area, viz. Köyceğiz-Dalyan Special Environmental Protection Area.

Life in Dalyan revolves around the Dalyan Çayı River which flows past the town. The boats that ply up and down the river, navigating the maze of reeds, are the preferred means of transport to all the local sites.